Cilt; vücudun en geniş, aynı zamanda güzelliğin dışa vurulduğu en önemli organıdır. Cilt yaşlanması diğer organlardan farklı seyreder.
Cilt sadece içten değil, dıştan da yaşlanır. Vücudunuzun en büyük organını, cildinizi diğer organlardan ayıran başlıca fark onun dış etkilere de açık olmasıdır.
Bu nedenle de çevresel faktörler deri yaşlanmasını etkiler. Ultraviyole ışınları, hava kirliliği, enfeksiyonlar, sigara içmek ve bazı hormonal faktörler yaşlanma sürecini hızlandıran en önemli etkenlerdir.
Cilt yaşlanırken bazı sinyaller de verir. İşte hızlı yaşlanmanın gözden kaçmayan 3 belirtisi:
1-Kırışıklıklar
Üstteki tabaka (epidermis) koruyucu tabaka olarak aslında vücudun su ve ısı kaybını kontrol eder.
Alttaki tabakanın (dermis) temel yapısını oluşturan kolajen lifler, hiyarülonik asit ve mukopolisakkaritler zamanla azalır.
Elastik liflerde yapısal olarak bozulma meydana gelir. Yüz hareketleri de çizgi ve kırışıklıkların ortaya çıkmasına neden olur.
Kırışıklıkların oluşumunu hızlandıran diğer faktörler ise sigara ve alkol kullanımı, genetik faktörler, hormonlar, stres, uykusuzluk, yanlış ve kötü beslenme, yetersiz, tüketimi, güneş ışınlarına maruz kalmaktır.
2-Kahverengi lekeler
Kırışıklıklardan sonra, koyu renkli lekeler muhtemelen cilt yaşlanmasının en belirgin işaretidir.
Lekeler ciltteki melanosit hücrelerinin salgıladığı melanin pigmentinin ciltte birikmesi sonucu meydana gelir.
Bu lekelerin en büyük nedeni çok fazla korunmasız olarak güneş ışınlarına maruz kalmaktır.
Bu cilt lekelerinin bazıları zararsız olup sadece kozmetik olarak rahatsızlık verir.
Ancak bazıları da önemli sağlık sorunlarına neden olabileceği için uzman dermatoloji doktorları tarafından takip edilmeleri gerekir.
3-Kuruyan cilt
İlerleyen yaşla (30 yaş sonrası) birlikte ciltte nem kaybı oluşmaya başlar.
Cilt daha hızla nem kaybeder, cildin elastikiyeti ve canlılığı kaybolur.
Derinin su tutma ve ısıyı koruma özelliği azalması nedeniyle derinin dış ortama karşı koruyuculuk özelliği de azalır.
Derinin alt tabakalarında kolajen ve elastin miktarının azalması deride gevşeme, sarkma, ince ve derin kırışıklıkların oluşumuna yol açar.