İzmir Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojileri Bölümü Başkan Vekili Prof. Dr. Harun Uysal, süt ürünlerinin hilelere açık gıdalar olduğunu belirtti. Peynirde yapılan hilelere değinen Prof. Dr. Uysal, “Peynir, süt, yoğurt gibi süt ürünleri hilelere çok açık gıdalardır. Özellikle peynirlerde hileler çok yapılıyor. Taze peynir, sütten elde edilmesi gerekirken sütsüz peynirler yapılıyor.”
“Sarı renginin elde edilmesi için margarin ve nişasta katılıyor. Sonra bu karışıma su ve tuz katılarak peynir hazırlanıyor. Tüketici tost peyniri denen peynirleri alırken de dikkat etmesi gerekiyor. Bu peynirlerde kullanılması yasak olan antibiyotikli sütlerden elde ediliyor.”
“Bazı firmalar ise iade edilen peynirleri topluyor, bunu bir makine içerisine atıyor bu makine içerisine eritme tuzu denilen tuzları atıyor. Belli bir ısının üzerinde ısıtıldığı zaman peynirdeki pıhtılar eriyor. Eridikten sonra yeni üretilen taze peynirleri katıyor. Karışımı erittikten sonra bunu kalıplar içerisine koyuyor. Sonrasında satışa sunuyor” dedi.
Pazarlarda satılan peyniri almayın
“Pazarlarda satılan peynirlerin ise sağlık açısından tehlikeli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Uysal, “Pazarlarda satılan taze beyaz peynirler çok tehlikeli. Bunlar çiğ sütten üretiliyor. Çiğ sütten üretilen peynirlerin en az 60 gün soğuk hava deposunda saklanması gerekir.”
“Ancak pazarlarda satılan peynirler, direkt elde edildikten sonra bu peynirler pazarlara getiriliyor ve tüketici köy peyniri, doğal peynir diyerek bu peynirleri satın alıyor. Halbuki tüketicilerin bu peynirleri almaması gerekiyor. Taze peynir alınacaksa daha çok marketlerden alınması gerekiyor. Çünkü ambalajlı peynirler gıda güvenliğine uygun üretiliyor” dedi.
Kaynatma süt yerine paketli süt
Özellikle bebeği olan kişilerin paketli süt yerine kaynatma sütü tercih ettiklerini, ancak sağlıklı sütün de paketli süt olduğunu belirten Prof. Dr. Uysal, “Tüketiciler, paketli sütlerde hile olduğunu düşünüyorlar. Biz sütü evde kaynatıyoruz, dolapta iki üç gün içerisinde bozuluyor, paketli sütler neden bozulmuyor diye soruyor.”
“Paketli sütler içerisinde katkı maddelerinin olduğuna inanıyorlar. Böyle bir şey yok, tüketiciler kapalı sütleri gönül rahatlığıyla tüketebilirler. Hatta çocuklarına ve bebeklerine bile içirebilirler.”
“Paketli sütün ambalajı altı kattan ibaret. Sütün ambalaja girebilmesi için adeta bir hastane ortamı, ameliyat ortamı oluşturuluyor ve öyle dolduruluyor. Hiçbir hava geçişi, mikroorganizmalar geçişi sağlanmıyor” dedi.
Vatandaşın ambalaj üzerindeki etiketlerin okunması gerektiğini de söyleyen Prof. Dr. Uysal, şunları söyledi: “Vatandaş bir gıdayı alırken önce fiyatına bakıyor, sonra son tüketim tarihine bakıyor. Halbuki paket üzerinde besin maddeleri, içindekilere bakmak gerekiyor. Dolayısıyla etiket okumak alışkanlığı kazandırmamız gerekiyor.”
“Vatandaşlardan Bülent Danışman ise, insanların güvendiği işletmelerden gıdalarını almaları gerektiğini ifade ederek, “Ben yıllardır aynı işletmeden ürünlerimi alıyorum. Vatandaşların da güvendiği yerlerden almaları gerektiğini tavsiye ediyorum” dedi.