Gözlerimiz bilindiği üzere vücudumuzun küçük olduğu kadar en hassas organlarından bir tanesidir.
Hayatın her döneminde sağlığı açısından devamlı kontrol edilmesi gereken gözlerimiz özellikle ileri yaşlarda hastalıklara daha açık hale gelmektedir.
Katarakt ve sarı nokta hastalığı özellikle 50 yaş üzeri hastalarımızda sıklıkla görülebilen durumlardır. Bu hastalıklara zemin oluşturan sorunlar sıklıkla yaş faktörü olarak görülse de toksik dış etkenlere maruziyet daha fazla önem taşımaktadır.
Göz damarları göz retina hücrelerinin beslenmesi ve toksik maddelerin uzaklaştırılmasında görevlidir. Göz damarlarının sigara gibi toksik etkiler nedeniyle tıkanıklıklara maruz kalması göz retina hücrelerinin erken ölümleri ile meydana gelen sarı nokta hastalığına neden olmaktadır ve sonuçta geri dönüşümsüz görme bozuklukları görülmektedir.
Ayrıca göz merceğinin doğal denge metabolizmasına etkili olmakla birlikte erken dönemde katarakt oluşumuna neden olmaktadır. Tedavi edilmediğinde körlüğe neden olabilmektedir.
Sigara içilmese bile sigara içilen bölgede bulunmak da içmiş kadar zararlı olmaktadır. Bu nedenle uzmanlar, hastalara sigara içmemeleri ve içilen alanda bulunmamaları konusunda uyarılarda bulunmakta.
Ayrıca sigaranın dumanlı ortamlar da gözde konjonktivit, enfeksiyon ve göz kuruluğuna neden olduğunu görülmüştür.
Alkol kullanımının da göz üzerine etkileri fazlasıyla olmaktadır. Alkol özellikle beyin üzerine etkilidir ve sinir sisteminde yavaşlama ve tahribat yapmaktadır. Gözlerimiz de beynin bir uzantısı olduğu ve sinir sisteminden oluştuğu için özellikle görme üzerine etkileri mevcuttur.
Alkol kullanımı ile sinir hücrelerinde yavaşlama ve görsel algının bozulması meydana gelir, kronik kullanımlar sonucu gözü inerve den sinirlerde fonksiyon kayıpları meydana gelir.
Uyuşturucu madde kullanımı ile de gözde zararlar oluşabilmektedir. Bunlar göz kas felçleri ile şaşılık oluşması olabildiği gibi gözbebeğinde büyüme veya küçülme şeklinde olabilmektedir. Ayrıca gece körlüğü ve çeşitli görme bozukluklarına neden olmaktadır. Tüm bu bulguların bir kısmı toksik etkenin ortadan kalkması ile düzelebildiği gibi bir kısmı da geri dönüşü olmayan körlüklerle geri dönüşümsüz sorunlarla sonlanabilir.
