Kalp damar tıkanıklıklarının yaklaşık yüzde 20’sinde görülen halk arasında ‘gizli kalp’ olarak bilinen sessiz iskemi hastalığı olan kişiler; kalp krizinin tipik bulguları olan göğüste sıkışma, yanma, sol kola vuran ağrı gibi şikayetler olmadan kalp krizi geçirebiliyor.
Bu hastaların bir kısmına rutin kalp kontrolü esnasında tanı koyulabilirken; maalesef bazılarında gizli kalp hastalığı tanısı ölümden sonra tespit edilebiliyor.
Ölüm riski daha yüksek
Kalp damarlarında tıkanıklığı olan kişiler özellikle efor esnasında ağrıyı hissederek dinlenmeye geçiyor. Bu uyarı sayesinde kendilerini zorlamaktan kaçınarak doktora daha erken başvurabilir.
Ancak gizli kalp hastalığı olanlarda göğüs ağrısı gibi erken uyarı mekanizması olmadığı için istirahate geçmezler, spor yapmaya ya da kalbi zorlamaya devam ederler. Bu da sonuçta kalp krizinin oluşmasına zemin hazırlar.
Bu sebeple gizli kalp hastalığı olanlar doktora geç başvurur. Bu hastalarda kalp krizine bağlı ölüm riski normal kalp krizi geçirenlere kıyasla en az 2 kat daha yüksektir.
Kadınlar risk altında
Nefes zorluğu, halsizlik, bulantı, kusma ve terleme gibi belirtiler gizli kalp hastalığı bulgusu olabilir.
Şeker hastaları özellikle gizli kalp krizi açısından riskli grubu oluşturuyor.
Yapılan çalışmalarda ileri evre kontrolsüz şeker hastalığı olanlarda gizli kalp hastalığı riske yüzde 60’a ulaşabiliyor.
Yine aşırı kilolu bireyler, kronik akciğer hastalığı, uyku apnesi, total kolesterol 240 mg/dl üzeri veya LDL kolesterol 160 mg/dk üzeri veya HDL kolesterol 35 mg/dl altı olanlar, yoğun sigara tüketenler ve kadınlarda gizli kalp hastalığı riski daha yüksek.
Yine ileri yaşta, kalp nakli öyküsü olanlarda da gizli kalp hastalığı riski daha fazla.