Sedef hastalığı hakkında konuşan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Meriç Çağrı Ağır, şunları söyledi: “Sedef hastalığı nedeni tam olarak bilinemeyen, daha çok genetik temelli olduğu düşünülen, deri hücrelerinin normalden daha hızlı büyümesi ile seyreden bir cilt hastalığıdır.
Dünya genelinde nüfusun yüzde 2’sinde görülen bir hastalıktır. Sedef hastalığının kadınlarda ve erkeklerde görülme sıklığı nicelik olarak aynıdır ancak kadınlarda, erkeklere oranla daha düşük yaşlarda görülür.
Sedef hastalığının ortalama tanı alma yaşı 28’dir. Bu yaş aynı zamanda kadınların en çok hamilelik planladığı yaş ortalamasıdır.” diye ifade etti.
Sedef hastalığı hamileliğe engel mi?
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Meriç Çağrı Ağır, sedef hastalığının gebe kalmaya engel teşkil etmediği açıklamasında bulunarak, “Sedef hastalığının genital organları tutması beklenmediğinden dolayı kadınların hamile kalma yeteneğini de etkilemez” dedi.
Hamilelik planı yapan sedef hastası anne adaylarına uyarıda bulunan Op.Dr. Meriç Çağrı Ağır, “Hamilelik ve emzirme döneminde verilecek olan ilaçların yanı sıra tedavi planları da değişecektir. Bundan dolayı sedef hastaları, gebelik öncesinde mutlaka doktorları ile irtibata geçmeli. Bu noktada sedef hastalarının tedavileri gebeliğe uygun olacak şekilde yeniden düzenlemeli” diye konuştu.
Stres, hastalığın şiddetini artırabilir
Gebelik sürecinde, sedef hastalığının seyrinde genel olarak iyileşme beklendiğini dile getiren Op.Dr. Meriç Çağrı Ağır, “Sedef hastalığının seyrindeki iyileşme her gebede aynı olmayabilir. Görülme olasılığı az da olsa bazı gebeliklerde sedef hastalığının şiddeti artabiliyor” dedi.
Ağır, “Gebelikte artan progesteron ve östrojen düzeylerinin sedef hastalığı üzerine olumlu etkileri beklenirken sedefin en önemli tetikleyicisi olan stres durumunda ise hastalığın şiddeti artabilir ” açıklamasında bulundu.
Sedef hastalığı doğum şeklini etkiler mi?
Sedef hastalığının anne karnındaki bebeği etkilemediğini, hamileliğin seyrini ve doğum şeklini değiştirmediği söyleyen Ağır, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sedef hastalığı için kullanılan ilaçların bebeğe olası etkileri nedeniyle doğum kusuru ihtimali oluşabilir. Sorunsuz bir gebelik süreci için cildiye doktoru, kadın doğum doktoru ve sedef hastası anne adayının sürekli iletişim halinde olması ve tedavi seçiminin hamileliğe uygun olarak planlanması oldukça önemlidir.
Gebelik sürecinde sönmeye meyilli olan sedef lezyonları (doku bozukluğu), doğumdan sonra tekrar alevlenebilir. Yine bu süreçte kullanılacak olan ilaçlar için de cildiye doktoru ile çocuk doktorunun iletişim halinde olması emziren anneler açısından önemlidir.
Doğum sonrasında meme başında lezyonlar görülebilir. Meme başında oluşabilecek bu lezyonlar dışında bebekleri olumsuz yönde etkileyecek bir durum beklenmez” dedi.
Sedef hastalığı anne adayından bebeğe geçer mi?
Sedef hastalığının anneden bebeğe geçip geçmediği konusuna da değinen Ağır, “Ailesel geçiş olasılığı yüksek olan sedef hastalığının, doğum sonrası ilerleyen zamanlarda bebeklerde çıkma olasılığı bulunmaktadır.
Mevcut tıbbi bilgiler ışığında, sedef hastalığını belirlemede veya hastalığın oluşmasını engellemeye yönelik neler yapılabileceği konusunda yeterli bilgi yoktur” diyerek sözlerini noktaladı.