1.Kendinize bir söz verin
Davranış değişikliği kendine net bir hedef koymakla, yani kendine bir söz vermekle başlar. Bisiklete binerken emniyetimiz için kask takıyor veya trafikte kırmızı ışıkta duruyoruz. Pek çok hayat kurtarıcı davranışımız aslında bir karar vermekle başlıyor: Kendinizin ve başkalarının güvenliği için doğru davranma, kurallara uyma kararı alıyorsunuz. Bazen bu durumdan rahatsız olsanız bile. Aynı şeyi COVID-19 önlemleri için de düşünebilirsiniz. Pek hoşlanmasanız da hem kendi sağlığınız hem de başkalarının sağlığı için maske takabilir, sosyal mesafeye uyabilir, el hijyenine daha fazla dikkat edebilirisiniz.
2.Yeni önerilere açık olun
Corona virüs ile ilgili her gün yeni bir bilimsel veri ortaya çıkıyor. Bu doğrultuda uzmanların önerileri de değişebiliyor. Ancak salgının ilk günlerinde aldığınız bazı önlemlerden vazgeçebilirsiniz. Mesela ilk günlerdeki gibi market alışverişinden sonra tüm paketleri silmek şart değil, otomobil içinde tek başınaysanız maske kullanmanız gerekmez veya çocuğunuz kendi bahçenizde oynarken risk altında değil. Güvenilir kaynakları, sağlık otoritelerini ve bilim insanlarını takip etmeye devam edin.
3.Alışkanlık kazanın, rutininiz olsun
Yeni bir kurala uymak ve aynı davranışı sürekli tekrarlamak bir süre sonra insana alışkanlık kazandırıyor. Örneğin çocuğunuzu araba koltuğuna oturtmak, kemerini bağlamaya çalışmak ilk zamanlar insana zahmetli gelebiliyor. Bunun çok önemli olduğunu bildiğiniz halde. COVID-19’dan korunmak için de teslim olun, olayları akışına bırakın. İlk başlarda sıkılarak, önlem olsun diye taktığınız maskeyi, bir süre sonra hayatınızın bir parçası haline getirip hiç düşünmeden taktığınızı veya ellerinizi otomatikman sık sık yıkadığınızı fark edeceksiniz.
4.“Yedekli” dolaşın
Yanınızda her zaman yedek maskeniz olsun. Çeşitli yerlerde (Çantanızda, arabanızda, cebinizde, ofiste vs…) maskeler bulundurun. Böylece “Maskem yok” diye strese girmezsiniz. Aynı durum el hijyeni için de geçerli. Yanınızda ve çeşitli yerlerde ıslak mendil, kolonya, dezenfektan gibi ürünler bulundurun.
5.Hasta hikayeleri okuyun
Pek çok insan COVID-19’a yakalanmanın ne demek olduğunu anlamıyor, gözünde canlandıramıyor. “Bana bulaşmaz” diye düşünebiliyor. Oysa herkes corona virüse yakalanabilir. COVID-19’u atlatmış hastaların hikayelerini okuyun, bilinçlenin.
6.Seçimi çocuklara bırakın
Çocuklara maske takmayı sevdirebilirsiniz. Onlara değişik desenlerde, sevdikleri çizgi film kahramanlarıyla süslü, rengarenk maskeler alabilirsiniz. Hatta takacakları maskeleri kendileri seçebilirler. Ayrıca el hijyeni için değişik, renkli şişelerde dezenfektanlar da alabilirsiniz.
7.Çocukların sizi uyarmasına izin verin
Çocuklarınıza güvenlik önlemlerine uymayı öğretin. Hatta aile veya arkadaş ortamında kurallara uyulmadığında çocukların sizleri uyarlamalarına izin verin. Mesela otomobilde kemerinizi takmadığınızda sizi uyarsınlar, maskenizi unuttuğunuzda, sosyal mesafe kuralına uymadığınızda veya ellerinizi yıkamadığınızda size bunları hatırlatsınlar. Çocuklar interaktif bir şekilde hayatın içinde yer alırlarsa, daha güvenli yaşamış olurlar.
8.COVID-19 ile yaşamaya alışın
En önemli şey pes etmemek. Korunma yollarına uyarak Corona virüs ile yaşamayı öğrenmek ve bu salgının bir süre daha hayatımızda olacağını kabul etmek gerekiyor. Virüse karşı bir tedavi yöntemi veya aşı bulunana kadar önlem alarak yaşamamız lazım. Bunun da aylar sürebileceğini kabullenmek, strese girmemek için önemli.
Yıllar önce, örneğin kimse pasif sigara içiciliğini önemsemiyordu veya çocuklar için araba koltukları yoktu. Tüm bunlara alıştığımız gibi “yeni normal” hayatımıza da alışabilir, yeni gerçekleri kabullenebilir ve önlemlerle COVID-19’dan korunabiliriz.