Plastik esaslı bir üründen kopan parçaların aşınarak 5 milimetreden küçük bir boyuta ulaşması ile oluşan bir sınıflandırma. Dünya üzerindeki otomobil ve benzeri karayolu araçları sayısı düşünüldüğünde mikroplastik sorununda otomobil lastiklerinin önemli bir etkisi olduğu kabul edilebilir.
Ancak bugün hayatın her alanında kullandığımız ürünlerin büyük çoğunluğu plastik içermektedir. Üstelik son 200 yıllık süre içerisinde bu ürünleri her geçen gün artarak kullandık. Bu nedenle otomobil lastiklerini sadece çevre kirliliğine kaynak göstermek doğru olmayabilir. Yani sorunu bir bütün olarak ele almak gerekiyor.
Sorun da plastik kaynaklı çevre kirliliği ve bu kirliliğin canlılık üzerindeki olumsuz etkileri. Çözüm için sorunu oluşturan unsurlar parçalar halinde değerlendirilebilir ancak tüm sorunu bir parçaya yüklemek maalesef gerçek çözüme ulaşılmasını engelleyecektir.
Bu alanda yapılan araştırmalar bizlere denizlerdeki her seviyedeki organizmaların ve karada yaşayan birçok organizmanın mikroplastiğe maruz kaldığını göstermektedir. Deniz canlılarının mikroplastikleri plastik atıkların deniz ve okyanuslara karışması sonucu besinlerle aldığı bilinmektedir.
Kara canlılarının ise mikroplastiklere işlenmiş atık sularla, mikroplasitk içeren gübrelerin kullanımı ile ya da açık havada bulunan plastiklerin bozulması ile maruz kaldığı bilinmektedir. Üstelik bu mikroplastiklerin doğada serbest dolaşımı başladığında yüzlerce yıl bu dolaşım bozulmadan devam etmektedir. Bu durumda mikroplastiklerin insanlarda da görülmesi olağan bir sonuçtur.
Zararları açısından değerlendirildiğinde mikroplastiklerin gerek kara gerekse de deniz canlığı açısından çeşitli riskler taşımaktadır. Bu alanda yapılan araştırmalar mikroplasitklere organoklu pesitistler, kalıcı organik kirleticiler, hormon bozucular, toksik organik kimyasallar ve ağır metallerin tutunabileceği görülmekte ve bunların tamamı bir organizma içerisinde belirli bir doyuma ulaştığında o organizmaya zarar verebilmektedir. Ayrıca bu verilerle birlikte mikroplastiklerin yaşamın her alanında görülmesine karşın canlılar üzerindeki etkilerine yönelik yeterli araştırmanın bulunmaması da ayrıca ele alınması gereken bir konu olarak görülmelidir.
En sade tanımı ile 5 milimetreden küçük 1 makrometreden büyük olan plastik parçacıklarına mikroplastik denilmektedir. Bu plastikler iki farklı sınıfta ele alınmaktadır. Bu sınıflandırmadan birincisini günümüzde kozmetik, tekstil ürünlerinde bolca kullanılan ve 5 milimetreden küçük 1 makrometrenden büyük olarak üretilenler oluşturmaktadır. İkinci sınıfta yer alanlar ise çeşitli plastik malzemelerden koparak 5 milimetreden daha küçük boyuta kadar aşınan plastik partikülleridir.
Tüm çevre sorunlarında olduğu gibi mikroplastik kaynaklı çevre sorunlarının da çözümü benzerlik göstermektedir. Teorik olarak yapılacaklar için merkezi ve yerel yönetimlerin, medyanın, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, özel sektörün ve bireylerin rol ve sorumlulukları bulunmaktadır. Uygulamada ise sorunun çözümü için öncelikle doğaya daha fazla mikroplastiğin karışması engellenmelidir. Bunun için de mikroplastik içeren ürünlerin üretimine yönelik kısıtlamalar getirilmesi gerekmektedir. Diğer yandan mevcut plastiklerin imha süreçleri de planlanmalı ve doğada serbest kalmaları engellenmelidir.