11 Mayıs’ta berberlerin, güzellik merkezlerinin ve AVM’lerin açılmasıyla başlayan normalleşme adımları, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri ile birlikte 1 Haziran’da her alanda atılmaya başladı.
İş yerine, sosyal hayata dönen birçok kişini ise aklında vaka sayılarıyla ilgili şu soru var: Neden vaka sayılarımız tamamen düşmeden normalleşiyoruz?
Bu sorunun cevabını Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü şöyle verdi:
“Salgının başlarında sadece semptomu olan kişilere test yapıyorduk. Dolayısıyla pozitif olan günlük vaka sayılarımızın tamamı hasta idi. Bunların yüzde 23’ünün hastaneye yatırılarak tedavisi gerekiyordu.
Oysa şimdi test yapılan kişilerin yüzde 96’sı asemptomatik kişiler ve pozitif olanların sadece yüzde 2,3’ünü hastanede tedavi ediyoruz.
Bundan dolayı testi pozitif çıkan günden güne yeni olgu sayılarımız çok fazla düşmese de yoğun bakımda takip edilen ve yapay solunum cihazına bağlanan hasta sayılarımız giderek azalıyor.
Bu, hastalığın artık daha hafif seyrettiği ve virüsün eskisi kadar ağır hastalığa neden olmadığı anlamına geliyor.
Fakat bu hemen virüs mutasyon geçirdi, virülansı (hastalık yapma potansiyeli) azaldı anlamına gelmeyebilir.
Alınan tedbirlerle ve yazın gelmesiyle virüsün bulaşının azalması, test sayımızın artması, asemptomatik kişilere test yapmamız, 65 yaş üstünü iyi korumamız, erken ve etkin tedavi yaklaşımımız bu sonucun elde edilmesinde etkili olabilecek faktörler.
Yani mart ayında salgının yükselme döneminde tespit edilen günlük 800 yeni olgu ile bugün tespit edilen günlük 800 olgu aynı değil.
‘Neden vaka sayılarımız tamamen düşmeden normalleşiyoruz?’ sorusunun bir cevabı da burada aslında.”