Günde ortalama 8 saatten fazla zaman geçirilen sosyal medyada sürekli efektler kullanılarak çekilen fotoğrafların paylaşılması sonucu kişinin gerçeklik algısından uzaklaşarak, aynadaki görüntüsünde kusur araması, efektli fotoğraflarına benzeme arzusu olarak tanımlanan ‘Sosyal Medya Dismorfofobisi’, en çok 16-24 yaş arasındaki kişileri tehdit ediyor.
Dijital çağın hastalıklarından biri olan sosyal medya dismorfofobisinin temelinde ‘siber zorbalık’ yatmaktadır. Beden ve algı bozukluğu anlamına gelen sosyal medya dismorfofobisi, bireylerin kendi çektikleri efektli fotoğraflara benzeme arzusunu öyle fazla harekete geçiyor ki bir süre sonra bu kişiler estetik yaptırarak yüzlerini ve bedenlerini değiştirmek istiyor.
Araştırmalara göre bu durumu aşamayan her 4 kişiden biri intiharı düşünmeye başlıyor. Sosyal medya dismorfofobisi her yaş insanda görülebiliyor ama en tehlikeli yaş grubu 16-24 aralığında olanlar.
Çünkü ergenler duygu durumlarını oturtamadıkları, sosyal medyada daha fazla vakit geçirdikleri ve sosyal medya ile kurdukları bağın derin olması nedeniyle sanal ve gerçeklik arasındaki ayrımı fark edemiyor.
Siber zorbalık ergenler arasında çok yaygın
Ergenler sosyal medya mecralarında birbirlerinin fotoğraflarını eleştiriyor. Bazen dalga geçmeye varacak kadar ileri gidebiliyorlar. Bir süre sonra kişi siber zorbalıktan kaynaklanan bu durumu çok fazla içselleştirebiliyor.
Yetişkinler gibi tolere edemeyebiliyorlar. Bedenlerindeki kusurları örtmeyi, ortadan kaldırmayı istiyorlar. Yaşanan bu olumsuzluğu aşamayan kişilerin mutlaka psikolojik destek alması öneriliyor.