Kışın kuşkusuz en çok dert yanılan ve konuşulan konulardan biri kilo alımı. Çoğu kişi yaz mevsimine göre kışın daha hızlı kilo aldığını ve bu dönemde kilo kaybetmekte zorlandığını ifade eder. Tam bu noktada çoğunlukla internetten ve dergilerden araştırılarak uygulanan, hızlı kilo kaybı vadeden “popüler diyetler” devreye girer. Ancak çözümü bu kadar zor ve kısıtlayıcı yollarda arayıp bir de bu diyetlerle sağlığınızı bozmak yerine kışın değişen yaşam koşullarınıza ve vazgeçtiğiniz alışkanlıklarınıza ufak dokunuşlar yaparak kış kilolarına karşı savunma sağlayabilirsiniz.
İşte Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Öneş’ten kış kilolarına karşı 6 etkili öneri…
1-Basit karbonhidrat tüketiminden kaçının
Kışın günlerin kısalmasına bağlı olarak karanlık geçen saatlerin artması ne yazık ki kişinin kendini daha mutsuz ve depresif hissetmesine neden olabiliyor ve bu da şeker, çikolata, bisküvi, kurabiye veya hamur işleri gibi basit karbonhidratlara olan eğilimi artırabiliyor. Bu gibi atıştırmalıkları tüketme isteği duyduğunuzda ilk olarak onların yerine sadece 1-2 bardak su için ve ardından 5-10 dakika bekleyin. İsteğiniz hala devam ediyorsa basit karbonhidratlar yerine ceviz, fındık, badem, yer fıstığı ve kabak çekirdeği gibi sağlıklı yağlardan ve liften zengin atıştırmalıkları porsiyonlarına dikkat ederek tercih edebilirsiniz.
2-Mutlaka bol su için
Kışın havaların soğumasıyla birlikte terle vücuttan kaybedilen suyun azalması susama hissini de azaltıyor. Ancak su vücut için yaşamsal önem taşıyor ve vücut faaliyetlerine devam edebilmek için mevsim ne olursa olsun suya ihtiyaç duyuyor. Ayrıca susama hissi kişiye vücut susuz kaldıktan çok daha uzun bir süre sonra geliyor yani susamak vücut için aslında çok geç kalmış bir cevap. Dolayısıyla kışın da susamayı beklemeden gün içerisinde 8-10 bardak su tüketmek, metabolizmanın yavaşlamasını önlüyor ve dolayısıyla kilo alımını engellemeye de yardımcı oluyor.
3-Fiziksel aktivitenizi artırın
Soğuk havalarda dışarıda düzenli yürüyüş yapmak çoğu kişi için zor gelse de hiç değilse haftanın 3 günü yarım saat yürümeye çalışın. Evde yapılabilecek egzersizlerle de fiziksel aktivitenizi artırabilirsiniz. Gün içerisinde bulunduğunuz mekandaki asansörler yerine merdivenleri kullanın. Toplu taşıma araçlarından daha erken inerek yolculuğunuzun bir kısmına yaya olarak devam edin.
4-Kahvaltıyı ihmal etmeyin
Kahvaltının ihmal edilmesi ya da kahvaltının poğaça ve börek gibi yiyeceklerle geçiştirilmesi ilerleyen saatlerde kan şekerinin düşmesine bağlı olarak daha çok acıkma ve basit karbonhidratlı gıdalara eğilimin artmasına yol açıyor. Bu da kilo alımını oldukça hızlandırıyor. Dolayısıyla her gün sağlıklı bir kahvaltı yapmayı ihmal etmeyin.
5-Öğün atlamayın
Kışın günlerin kısalması ara öğünlerin de yapılmamasına neden olabiliyor. Oysa ara öğünün atlanması vücudun kan şekeri dengesini bozarak akşam saatlerinde basit karbonhidrattan zengin, liften fakir beslenmeye yol açıyor. Bu da gece saatlerinde tekrar kan şekerinin düşmesine neden olup basit karbonhidrata eğilimi artırıyor ve bu kısır döngü hızlı kilo artışını beraberinde getiriyor. Buna çözüm olarak ise öğün atlamayıp, öğünlerinizde sebze yemekleri, salatalar ve meyveler gibi liften zengin gıdalarla beslenerek kan şekeri dengesini sağlayabilir, daha uzun süre tok kalabilir ve kilo almaya karşı metabolizmanıza destek olabilirsiniz.
6-D vitamininizi ölçtürün
Kış aylarında günlerin kısalması ve soğuk havalar nedeniyle vücudun neredeyse tamamının giysilerle kapatılıyor olması güneşten yararlanma imkanını azaltarak D vitamini seviyelerinde düşüşlere neden olabiliyor. Her ne kadar somon, uskumru, ton balığı ve yumurta gibi besinlerde D vitamini bulunsa da besinlerdeki miktarlar ne yazık ki günlük D vitamini ihtiyacını karşılayamaz ve vücut mutlaka günlük olarak güneşten yararlanmaya ihtiyaç duyar. Yapılan son çalışmalar ise D vitamini eksikliğinin neredeyse tüm kronik hastalıkların riskini artırabileceğinin yanı sıra kilo kaybetmeyi de zorlaştırdığını gösteriyor. Dolayısıyla hem genel sağlık için hem de kilo problemleri için D vitamini seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi ve hekiminiz gerekli gördüğü takdirde D vitamini desteği alınması oldukça önemli.