Özellikle masa başında çalışan kişilerde bel ve sırt ağrılarının fiziksel, psikolojik ve iş gücü kaybına yol açtığını belirten Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Mehmet Ağırman, “40 yaş üzerindekilerin yüzde 80’i hayatları boyunca en az bir kez bel ağrısı geçirmiştir. Bu ağrılar kollara, bacaklara ve baş bölgesine de yansıyabilir. Kas-iskelet sistemi hastalıkları çoğunlukla ağrı şikayeti ile başladığı için hastaların da hekime başvurmasına neden olan ilk bulgu ağrıdır. Bu ağrıların süresi, yanıcı, batıcı tarzda olması gibi artıran veya azaltan nedenleri, ilk nasıl başladığı gibi durumlar altta yatan hastalıklar hakkında ipucu verebilir” dedi.
Ağrının sebebi bunlar olabilir
Ağrıları hafife almadan doktora başvurmak gerektiğini söyleyen Dr. Ağırman, “Ligamentler yani bağlar, omurgada yer alan eklemler ve disk yapıları da ağrı kaynağı olabilir. Kilo, ağır kaldırma, sedanter yaşam, kasların zayıflığı gibi omurgaya binen yükün artması, travma, tekrarlayan veya zorlayıcı hareketler, bel ve sırt ağrılarına zemin hazırlayabilir. Ancak nadir olmayacak kadar sık görünen ve dikkat edilmesi gereken başka hastalıklar da kendisini bel ve sırt ağrısı olarak gösterebilir. Tüberküloz, brusella gibi enfeksiyonlar, bazı romatizmal hastalıklar, iç organlardan yansıyan ağrılar (böbrek, pankreas, safra kesesi gibi) hatta kanser hastalıkları bel ve sırt ağrısı şeklinde kendisini ifade edebilir” diye konuştu.
Ağrılarda fizik tedavi ne işe yarar?
Fizik tedavi uygulamalarıyla hem hastanın ağrılarını azaltmak hem de fonksiyonel kısıtlılıklarının giderilmesinin hedeflendiğini aktaran Dr. Mehmet Ağırman, “Ağrılı bir hastanın yaşam kalitesi bozulacağı gibi bel ve sırt bölgesindeki hareket kısıtlılıkları nedeni ile de günlük yaşam aktiviteleri azalır. Fizik tedavi ile hastanın ağrılarının kontrol edilmesi ve günlük yaşamına en erken sürede dönmesi hedeflenir. Bunun için tedavi seanslarında yapılan bazı yüzeysel ve derin etkili ajanlarla ağrı hafifletilmeye çalışılırken egzersiz ile kısıtlılıklar giderilmeye, kas gücü artırılmaya çalışılır” ifadelerini kullandı.
‘Reçete’ egzersizler ile ağrılara son
Egzersiz önerilerinin ağrılı hastaların olmazsa olmaz tedavileri arasında yer aldığına dikkati çeken Dr. Ağırman, “Hastaya ve hastalığa uygun şekilde ‘reçete’ edilen egzersizler ile hem ağrı kontrol edilir, hareket kısıtlılıkları azaltılır hem de problemin tekrarlanması önlenir. Egzersizlerin uygun aralıkla yapılması ve bir yaşam şekli haline dönüşmesi gerekir. Düzenli yapılmayan veya yanlış yapılan egzersizlerin faydası olmayacağı gibi yaralanmalara ve ağrılara da neden olabileceği akıldan çıkarılmamalı. Germe, güçlendirme, aerobik egzersizler hastaya uygun olarak ağrı kontrolü ile hastalara reçete edilir” şeklinde konuştu.
Hareket etmeden olmaz!
Ağrıyı ortaya çıkaran, artıran nedenlerin tespit edilmeli ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyen Dr. Ağırman, “Uygun olmayan postürde çalışan, sürekli ve tekrarlayıcı hareketler yapmak zorunda olan kişiler bel sırt ağrıları için daha dikkatli olmalı. Sandalye boyu, bel-sırt desteği, mouse-klavye kullanımı, omuz ve boynun pozisyonu gibi birçok konuda gerekirse destek alınmalı.
Uzun süre masa başı çalışanların birkaç saat ara ile kalkıp oda-koridor içerisinde yürümeleri, ağır işlerde çalışanların ağırlık kaldırırken bele-sırta yük vermemeleri, yanlış postürde duranların uygun duruş şekillerini öğrenmeleri ağrıların oluşmasını engeller. Ağrılı olmayan dönemlerde haftada bir veya iki gün yapılan yüzme, düzenli (düz zeminde) yürüyüşler, bel-sırt ve postür egzersizleri kas-iskelet sistemi yaralanmalarının sıklığını azaltır” bilgilerini paylaştı.