Kadın Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Doç.Dr. Ali Ekiz, “Düşük riski, bizim alanımızda olan hekimlerin ve gebelerin sık karşılaştığı durumlardan biridir. Gebelikte düşük durumu, genellikle kanamalar, kasılmalar ve makata vuran sancılar ile kendini göstermektedir. Kahverengimsi bir akıntı, pelvik bölgede, karın ve bel bölgesinde ağrı ve kramplar, mide bulantısı ve kusma, sırt ağrıları belirtilerden bazılarıdır.
Gebeliklerin yaklaşık yüzde 25’i düşükle sonuçlanmaktadır. Düşük, yaygın olarak gebeliğin ilk dönemlerinde meydana gelmektedir. Gebeliğin 20. haftasından evvel sona ermesi düşük olarak tanımlanmaktadır.
Eğer ki ilk 12 haftayı kapsayan bir düşük söz konusuysa, bu durum “erken düşük” olarak tanımlanmaktadır. 3 ve daha sık görülen düşük ise “tekrarlayan düşük” olarak karşımıza çıkmaktadır” açıklamasında bulundu.
Düşük yapmak, aslında bir savunma mekanizması
Doç.Dr. Ali Ekiz, “Bir spermle yumurtanın birleşerek embriyoyu oluşturur ve bu embriyon, rahime yerleşip orada gelişimine devam ederek fetüsü oluşturur. Bu da epeyce zaman gerektiren bir yolculuktur. İşte bu yolculuk sırasında, gelişimsel basamakların herhangi birinde problem yaşanması durumunda, gebelik düşükle sonuçlanmaktadır.
Bu durum aslında insanlarda var olan bir savunma mekanizmasıdır. Embriyonun oluşumu sırasında genetik hatalar sık görülür. Görülen bu genetik hatalar nedeniyle bebeğin organsal gelişimi ve genetik yapısı anormal bir şekilde ilerler. Bu durumda da embriyonun yerleşmesi yani implantasyonu ve gelişimine devam etmesi zordur. Bu zorluk hali de düşük riskini artırmaktadır” dedi.
Hamilelikte zaman ilerledikçe düşük riski azalıyor
Kadın Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Ekiz, “Düşük riski gebeliğin başından itibaren yüzde 25 gibi bir oranla başlamakta ve gebelik haftası ilerledikçe düşüşe geçmektedir.
Bebeğin kalp atışları duyulduğu vakit, düşük riski yüzde 25 seviyelerinden yaklaşık olarak yüzde 10’ların altına inmektedir. Gebeliğin 12. haftası geçtikten sonra ise bu risk yüzde 1’lere kadar düşmektedir.
12. haftayı geçirmiş bir gebenin eğer ki muayene bulguları normal ise düşük ihtimali epeyce azdır. 12 haftanın altındaki düşüklere, aslında çok üzülmemek gerekir çünkü genellikle gebeliğin düşükle sonuçlanmasını sağlayan neden hayati önemde bir problemdir.
Bunun gibi 12 hafta öncesi bir düşüğün altında genellikle ya bir genetik anomali ya da ciddi bir organsal gelişim anomalisi vardır” bilgilerini paylaştı.
Düşüğü tetikleyen durumlar nelerdir?
Gebelikte düşüğü tetikleyebilecek birden fazla etkenin olduğunu belirten Doç. Dr. Ali Ekiz, “Stres, travmalar ve zayıf bir bağışıklık sistemi ve bu sisteme bağlı bozukluklar, anne adayının yaşı, baba adayının yaşının 50 ve daha fazla olması, anne ve baba adayının beslenme şekilleri, doğuştan kalp hastalığı, tiroid bezi hastalıkları, polikistik over sendromu problemi, sigara ve alkol tüketimi düşüğü tetikleyen durumlar arasında sayılabilir.
Gebelik planlayan çiftler, yukarıda saymış olduğum tetikleyici nedenleri bilerek planlarının detaylarını buna göre belirlemelidir. Belki de bu süreçte, ebeveyn adayları çeşitli alışkanlıklarını terk ederek daha sağlıklı bir gebelik süreci geçirebilir, daha sağlıklı bir bebeğe de merhaba diyebilir” diye konuştu.
