İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, yeni tip Corona virüs (Kovid-19) salgını nedeniyle alınan tedbirler, ilan edilen sokağa çıkma yasakları ve sanayi faaliyetlerinin durdurulması sayesinde atmosfere salınan sera gazlarının miktarının azaldığını, bu durumun da küresel ısınmanın hızının yavaşlamasına etkisi olabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Orhan Şen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel açıdan bakıldığında koronavirüs salgınının ardından yaşamın bir parçası haline gelen sosyal izolasyonun, doğaya bazı olumlu katkıları olduğunu ancak yaşanan ölümle nedeniyle doğadaki olumlu gelişmelerin insanı sevindiremediğini anlattı.
Salgın nedeniyle nüfusu kalabalık olan Almanya, İtalya, İngiltere, İspanya gibi ülkelerde sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini, yasağın etkisiyle trafikteki araç sayısının azaldığını, sanayi faaliyetlerinin ise Avrupa’da yüzde 50 oranında durdurulduğunu belirten Şen, bu sayede atmosfere karışan sera gazı miktarında azalma olduğunu kaydetti.
Türkiye’de sokağa çıkan araç sayısı azalırken, sanayi faaliyetlerinin durdurulmaması nedeniyle “nötr” bir etki yaşandığını ifade eden Şen, “Avrupa ülkelerinde sanayi üretiminin yarı yarıya durması sayesinde sera gazlarının salınımında yüzde 50 oranında bir azalma oldu. Sera gazlarının artışı bu yıl için frenlenmiş olabilir. Mart ve nisan ayları, ‘temiz bir dünya’ olarak tarihe geçecek. Sosyal izolasyon sırasında dünya nefes alacak.” diye konuştu.
İnsan hareketleri azalınca kirleticilerin de azaldığını vurgulayan Prof. Dr. Şen, enerji elde ediniminde kullanılan fosil yakıtların kullanımının da azaldığına dikkati çekti. Sosyal izolasyonun küresel iklim değişikliğine de olumlu etkileri olabileceğini belirten Şen, “Sera gazları azaldığı için küresel ısınmada duraklama ya da hızda bir gerileme meydana gelebilir.” ifadelerini kullandı.
“Denizlerde canlılık olacak”
Prof. Dr. Orhan Şen, sosyal izolasyonun balık türleri açısından da bazı olumlu etkileri olacağının altını çizdi. Sosyal izolasyonun etkisiyle vatandaşların dışarı çıkıp balık alamadıklarını, piyasadaki balıkların büyük bölümünün buzhane kaynaklı olduğunu anlatan Şen, “Dolayısıyla Türkiye’deki deniz canlıları açısından avantajlı bir yıl olacak.” dedi.
Koronavirüsün etkilerinin yaz boyunca süreceğini tahmin ettiklerini belirten Şen, “Bu yıl sosyal izolasyonun etkisiyle denizlerde de canlılık olacak. Balık yasağı başlamamasına rağmen kimse balık tutmuyor. Vatandaşlar da balık satın almak için dışarıya çıkmıyor. Eğer bu beladan kurtulabilir ve virüsün yayılımını frenleyebilirsek balık sezonunda Türkiye’de bol lüfer ve palamut yiyebileceğiz.” diye konuştu.
“Havalar ısınınca virüs ölmeyecek”
Prof. Dr. Orhan Şen, koronavirüsün “sıcak havayı sevmediğini” ancak “Havalar ısınınca virüs ölecek.” gibi bir yaklaşımın ise gerçeği yansıtmadığını vurguladı.
Hava sıcaklıkları yükseldikçe koronavirüsün yayılma hızının azaldığına dikkati çeken Şen, şunları söyledi:
“Koronavirüs en çok 4-11 dereceyi seviyor. Türkiye de dahil olmak üzere kuzey yarımkürede mart aylarında sıcaklıklar bu seviyelerdeydi. O yüzden virüsün yayılımı hızlandı. ‘Hava ısınacak, bu iş bitecek.’ Böyle bir şey yok. Havalar ısındıkça virüsün yayılımı hız kesecek. Bu da insanlara zaman kazandıracak. Bu sırada aşısı bulunacak, tedavisi bulunacak. Gevşersek, ‘Havalar ısındı.’ dersek yok olma ihtimali hiç yok. Tedbirleri azaltırsak, evden çıkarsak, umursamazsak, bilim kurulunun söylediklerini dikkate almazsak, o zaman sonuçları çok daha kötü olabilir.”
D vitamininin bağışıklık sistemine etkisine değinen Prof. Dr. Şen, hava sıcaklıklarının artmasıyla daha fazla güneş ışığına maruz kalan bedenlerde D vitamini düzeyinin artacağını anlattı. Bu sayede bedenlerin virüse karşı bağışıklık düzeyinin yükseleceğini belirten Şen, “Bu yaz bol bol güneşleneceğiz ama sonbahardan itibaren tekrar bir dalga gelebilir. O açıdan dikkat etmemiz lazım.” diye konuştu.