Dailymail’de Sağlık editörü Lois Rogers’ın yayınladığı verilere göre; enflamasyon, vücudun enfeksiyona doğal tepkisinin bir işareti olduğunu ortaya çıkardı. Bağışıklık sistemi mobilize edildiğinde, savunma hücreleri tarafından aktivite telaşı, ısı ve cilt kızarıklığı gibi yan etkilere veya tüm sistem dahil olduğunda ateşe neden olur. Edinilen yeni bilgilere göre; obezite ve kronik hastalıkların da iltihabı tetiklediği bilinmektedir.
Aşırı kilolu insanların normal hücre fonksiyonlarına müdahale eden ve zarar veren sitokinler olarak adlandırılan ve enflamatuar haberci molekülleri olarak bilinen moleküllere daha yüksek seviyelerde sahip olduğu gösterilmiştir. 2016 yılında yayınlanan önemli bir araştırma obezitenin ve bununla ilişkili sağlık sorunlarının bağışıklık sistemi ve hastalığa karşı savunma üzerinde ‘önemli bir etkisi’ olduğu sonucuna varmıştır.
Bu etki insanların aşılara verdiği yanıtlarda da görülebilir. 2015 yılında yapılan bir çalışmada vücut kütle indeksi (BMI) 30’un üzerinde olanların grip, tetanoz ve hepatit gibi bulaşıcı hastalıklara karşı aşılamaya yanıt olarak antikor hücreleri üretmediğini gösterdi.
Tüm bu kronik hastalıklara karşı devam eden mücadelenin tetiklediği iltihaplanma Covid-19’lu hastalarda hastalık şiddeti ve ölümünün önemli bir nedeni olarak görülüyor. Birçok doktor yıkıcı ölüm sayısını kronik hastalık ve altta yatan iltihaplanma sorununa bağlıyor.
İngiltere’de yayınlanan hükümet istatistikleri, Covid ölümlerinin yüzde 90’ından fazlasının 60 yaşın üstündeki insanlar arasında olduğunu ve dörtte üçünün obez olarak sınıflandırılan kişilerde görüldüğünü gösteriyor. Bu neden ile hastalığın farklı insan gruplarını nasıl etkilediğinin doğru bir şekilde anlaşılması gerçekten önemli. Bunu daha iyi anlayabilmemiz ve herhangi bir farklılığın olası nedenlerini araştırabilmemiz için ayrıntılı ve dikkatli çalışmalar yapılıyor
Bağışıklık sisteminin iki savunma hattı vardır: ‘doğal katil’ ve yabancı görünebilecek herhangi bir bakteri, virüs veya mantarın peşinde olan diğer hücre türlerini içeren doğal bağışıklık; ve uyarlanabilir veya edinilmiş bağışıklık sistemi. Bu ikinci savunma türü, geçmişte vücudumuza saldırmaya çalışan herhangi bir istilacıyı tanımak ve yok etmek için yaşamımız boyunca geliştirilen, her birimize özgü daha özel hücrelerden oluşan bir savunma sistemidir. Ancak Covid-19 virüsü geçen yılın sonunda ortaya çıkan bir virüs olduğu için insan bağışıklık sistemleri hiç maruz kalmadı ve bunun için hazır bir savunma geliştiremedi. Bu nedenle bedenlerimiz bu süreçte, diğer savunma hücresi türleri ile birlikte doğal bağışıklık sistemine güvenmek zorundadır.
Sorun, doğuştan gelen bağışıklığın yaklaşık 50 yaşından itibaren bozulmaya başlaması ve 70’ten sonra da dik bir düşüşe geçmesidir. Belirli bir yaştan sonra uyarlanabilir bağışıklık da bozulmaya başlar ve uzman antikor hücreleri, korunmaları amaçlanan istilacıları tanımayı ‘unutur’.
Bu problem, hiçbir kronik hastalığa sahip olmayan sağlıklı yaşlı insanlarda bile ortaya çıkar. Bunun sonucunda bağışıklık sistemi, sorunları gidermek için sitokinleri aşırı üreterek açığı telafi etmeye çalışır ancak bunu yaparken de iltihaplanmaya neden olur.
Kronik mevcut hastalığı olanlarda, bu iltihaplanma artar. Bağışıklık hücrelerinin ve moleküllerin hatalı çalıştığı bu zincirler kansere bağlanıyor. Meme, prostat ve kolon da dahil olmak üzere en yaygın kanserler, bu kronik inflamasyon nedeniyle aşırı kilolu insanlarda daha yaygındır.
İnsan immün yetmezlik virüsü (HIV), Covid-19 ile tamamen aynı yolu kullanıyor. Ancak HIV bağışıklık sistemini tamamen kapatırken, Covid onu kaotik bir şekilde hızlandırıyor. 40 yıl önce ortaya çıkan HIV için hala bir aşı üretilemedi ancak ilaçlar ile kontrol altına alınabiliyor. Birçok uzman bunun Covid-19 ile başa çıkmanın bir yolu olduğunu düşünüyor.
Covid-19 üzerinde yapılan araştırmalar; diyabet, kalp hastalığı ve diğer kronik durumlar ve bunların bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri hakkında daha fazla öğrenmeye ve bu durumlardan beslenecek farklı faktörler arasındaki etkileşimin daha iyi anlaşılmaya başlayacağı anlamına geliyor.
Uzmanlar bu sorunların üstesinden gelmenin en iyi yolunun bağışıklık sistemi yanıtını değiştirmek olduğunu düşünüyor. Daha sağlıklı bir bağışıklık sistemi reaksiyonu, inflamasyon seviyelerinin azalması anlamına gelir. İşlenmiş gıdaları azaltmak, iyi egzersiz yapmak ve iyi uyumak, bunu başarmak için etkili yaşam tarzı yaklaşımlarıdır.
Ancak yukarıda belirtilenler de dahil olmak üzere başka olası bağışıklık sistemi değiştiricileri için hali hazırda birçok ilaç ve aşı geliştirilmiştir. ABD’de, Global Virus Network’ün kurucu ortağı ve HIV’in orijinal keşfedicilerinden biri olan Robert Gallo, çocuk felci aşısının sağlık çalışanlarını Covid-19’a karşı koruyup koruyamayacağını test etmeyi planlıyor.