Diş çürüğü, karyojenik (çürük yapıcı) plak bakterilerinin karbonhidratları fermente etmesiyle oluşan organik asitlerin, dişin mineralize olan mine ve dentin dokularını parçalamasıyla ortaya çıkan enfeksiyöz bir hastalıktır.
Dünya genelinde görülen en yaygın enfeksiyöz hastalıklardandır. İlerleyici doğası nedeniyle tedavi edilmediği durumlarda diş ve çevre dokuların enfeksiyonuna yol açtığı gibi genel vücut sağlığını da olumsuz etkilemektedir.
Bu nedenle öncelikle diş çürüğünün başlamadan önceki aşamalarına yönelik ağız hijyen alışkanlıklarının kazandırılması, uygun koruyucu ve önleyici uygulamaların geliştirilmesi; çürük belirtisinin ilk görüldüğü aşamada ise çocuğa ve hastalığın şiddetine uygun bireysel tedavi yöntemleri uygulanmalıdır.
Diş çürüğüne neden olan faktörler çocuklarda hem çürüğün başlamasından hem de çürüğün gelişiminden sorumludur.
Genetik faktörlerin etkisi olmasına rağmen diş çürüğü esas olarak çevre koşullarından etkilenen kazanılmış bir hastalıktır.
Çürük lezyonunun oluşabilmesi için aynı anda karşılıklı olarak birbirini etkileyen 4 ana faktörün bulunması gerekir.
Çürüğün oluşması için öncelikle, ağız içinde çürüğe yatkın bir dişin bulunması gerekir. Dişlerin çürüğe karşı yatkınlığını artıran faktörler kısaca; dişin yapısal özelliği, dişlerdeki çapraşıklığa yol açan anormal sıralanmalar, dişin gelişimsel bozuklukları ve dişin yeni sürmüş olması şeklindedir.
Çürüğün oluşumunda ve ilerlemesinde diş yüzeyinde bulunan mikroorganizmaların oluşturduğu plak önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle özellikle gıda birikiminin yoğun olduğu arka dişlerin birbirleri ile temas ettikleri bölgelerde plak birikimi ve çürük gelişiminin önlenmesi için etkin plak kontrolü(düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımı ile) sağlanmalıdır.
Diş çürüğünün oluşumunda karbonhidratların çürük yapıcı bakteriler tarafından parçalanarak asit ortaya çıkarması etkilidir. Bu nedenle özellikle ara öğünlerde şekerli ve asitli gıdaların tüketilmemesi gerekir. Proteinler ise hem dişin gelişimi sırasında hem de dişler çıktıktan sonra mutlaka tüketilmelidir. Peynir özellikle şekerli gıda tüketimi sonrası dişleri çürüğe karşı korumaktadır.
Yumuşak ve diş yüzeyindeki temizlenemeyen girintili çıkıntılı bölgelere kolayca yapışabilen besin türleri ağız ortamında uzun süre kalmaktadır. Özellikle öğün aralarında atıştırma şeklinde tekrarlanan karbonhidrat içerikli gıda alımı ve bebeklerde gece uykusundan önce/uyku arasında yapılan beslenme bakterilerin diş yüzeyinde çoğalmasına ve çürüğe neden olmaktadır.
Tedavinin geciktiği ve çürüğün ilerlediği durumlarda ise genel olarak ağızda dişin sağlıklı olarak tutulması amacıyla çürüğün temizlenerek uygun materyallerle tedavisinin yapılması, aşırı düzeyde ilerlemiş çürüklerin tedavisi için ise enfeksiyona neden olma riski nedeniyle çekim işlemi yapılması gerekmektedir.
Ağız hijyen eğitimi: Diş çürüğüne neden olan plağın mekanik olarak kaldırılmasında; fırçalama ve ara yüz temizliği(diş ipi kullanımı) önemli ölçüde yer almaktadır.
Plak kontrolüne ilk süt dişinin sürmesiyle başlanmalıdır. Bebeklerin dişleri suyla ıslatılmış bir gazlı bez ile ya da parmak fırçaları ile her beslenmeden sonra mutlaka temizlenmelidir.
Çocukların kullanacağı diş fırçalarının boyutları yaşlarına uygun, kılları orta sertlikte ve kıl demetlerinin uçları yuvarlatılmış olmalıdır. Çocukların el becerileri sınırlı olduğundan diş fırçasının sapının çocuğun rahatça kavrayabilmesi için geniş olması önemlidir.
Elektrikli diş fırçaları daha kısa sürede etkili bir temizlik sağladığı ve çocuğun ağız hijyenine yönelik motivasyonunu artırdığı için önerilmektedir. Ayrıca diş fırçaları düzenli aralıklarla değiştirilmelidir.
Genel olarak sabah ve akşam günde en az iki kez dişler fırçalanmalıdır. Çürük yapıcı besinlerin alınmasından 10 dk. sonra plak pH’ı en düşük düzeye inmektedir. Bu nedenle diş temizliğinin yemeklerden sonra ilk 10 dk. içerisinde yapılması ile çürüğün önemli oranda azaldığı bilinmektedir.
Ancak asitli gıdalar (portakal, limon gibi) yenildiği/içildiği durumlarda mine yüzeyini aşındırmamak için dişler 30 dakika sonra fırçalanmalıdır. Yatmadan önce de dişler mutlaka fırçalanmalı ve ağız çalkalanmamalıdır.
Çünkü tükürüğün azaldığı uyku durumunda çürük daha kolay oluşmaktadır. Buna ek olarak florür içerikli diş macununun dişler üzerinde kalması dişin çürük oluşumuna karşı direncini artırmaktadır.
Küçük çocuklarda florürlü diş macunu kullanımında çocuğun yutma riski vardır. Ayrıca ilk 3 sene florozis açısından en kritik dönemdir. Bu nedenle ebeveynler küçük çocuklarda sadece önerilen miktarda diş macunu kullanımı ve 7 yaşına kadar çocukların mutlaka ebeveyn gözetiminde diş fırçalamaları konusunda uyarılmalıdır.