Doç.Dr. Esin Yalçınkaya, yüz estetiğinde cerrahların rehberi olan altın oran ve burun estetiğine ilişkin önemli bilgiler verdi.
Yüzümüzün fiziksel görünümümüzün ana çerçevesi olduğunu anımsatan Doç.Dr. Yalçınkaya, “Mükemmel bir cilde, kocaman renkli gözlere, eşsiz bir gülüşe sahip olunsa da güzel yüz algısı, ‘altın oran’a yaklaştıkça artmaktadır. Altın oran aslında yüz estetiğine matematiksel bir yaklaşımdır. Yüzyıllar öncesinde insan anatomisi incelenerek belirlenen altın oran insanların ideal oranları olarak kabul edilmiştir. Örneğin yüzümüzde kaşların, ağzın yerleşimi, burnun ve kulakların boyu altın oran çerçevesinde belirlenmeye çalışılmıştır” dedi.
Altın oran nedir? Altın oran kaçtır?
Estetik tedavilerde bir rehber olarak benimsenen altın oranın değerinin 1.618 olduğunu bildiren Doç.Dr. Esin Yalçınkaya, “İnsan vücudunda ve yüzünde pek çok mesafenin birbirine oranı 1.618 değerine yakındır. Anne karnındaki embriyo gelişirken bu oranlara uygun olarak şekillenir.. Yapılan araştırmalar milleti, etnik kökeni ne olursa olsun bir kişinin yüz simetrisi ve oranı 1.618’e ne kadar yakınsa bilinçaltımız tarafından o kadar güzel algılandığını gösteriyor” şeklinde konuştu. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç.Dr. Esin Yalçınkaya, yüzümüzün anahtar noktasının ise burun olduğunu da vurguladı.
Burun estetiği operasyonunda başarının sırrı nedir?
Doç.Dr. Yalçınkaya sözlerine şöyle devam etti: “Hepimiz fonksiyonel ve estetik açıdan tatmin edici bir burna sahip olmak istesek de bu genellikle mümkün değildir. O nedenle her yıl binlerce insan daha güzel bir burun için uzmanların kapısını çalıyor. Yüz için en iyi burun şeklini belirlemenin yolu da yine altın orandır. Güzel bir burun için yapılan estetik operasyonlarda oran ve orantı kadar sağlık koşulları da çok önemli. Özellikle 4 temel noktaya dikkat etmek gerekir. Birincisi operasyon sırasında sinüzit gelişmemesi, ikincisi her biri organ gibi çalışan hücrelere zarar verilmemesi, üçüncüsü operasyon sonrası hastanın taze nefes alabilmesinin sağlanması, dördüncüsü ise koku alma fonksiyonunun korunmasıdır. Sıraladığımız bu sağlık koşulları yerine getirildiğinde cerrahi müdahelede bulunulan burun, kişinin yüzünün geri kalan bölümüyle uyum sağladığında ve kişinin karakterini de yansıtan doğal görünüme sahip olduğunda burun estetiği ameliyatı başarılı olmuş demektir.”