1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Bugüne kadar dünyaya yayılan en büyük virüs salgınları!

Bugüne kadar dünyaya yayılan en büyük virüs salgınları!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2019 yılının son aylarında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan corona virüs, tüm dünyaya yayılmaya devam ediyor. Tüm dünyadaki bilim insanları ve doktorlar virüsle ilgili araştırmalara devam ederken, Bill Gates gibi ünlü iş adamları da virüse karşı ilaç geliştirilmesi için büyük yatırımlar yapıyor.

Son zamanların en büyük virüs salgınlarından biri olan corona virüsün yanı sıra, dünya genelinde bugüne kadar yayılan pek çok büyük virüs salgını oldu. Peki, bu salgınlar nelerdi ve dünyaya nasıl etkileri oldu? Lafı daha fazla uzatmadan bugüne kadar literatüre geçen en büyük virüs salgınlarını anlatmaya başlayalım.

Antoninus Vebası (Galen’in Vebası)

Milattan sonra 165-180 yılları arasında Roma İmparatorluğu’nda ortaya çıkan salgın, günde iki bin kişinin ölmesine sebep olan, dünyanın ilk büyük salgınlarından biri. Doğu seferinden dönen askerler tarafından yayılan veba salgını, akademisyenler tarafından çiçek hastalığı ya da kızamık olduğundan şüphelendi. Fakat gerçek sebebinin bilinmediğini belirtelim.

Bu salgın, dönemin Roma İmparatoru Lucius Verus’un hayatını kaybetmesine sebep oldu. İmparatorun yanı sıra Roma’nın toplam nüfusunun yüzde 30’unun hayatını kaybetmesine neden oldu.

Jüstinyen Vebası

Milattan sonra 541 yılında ortaya çıkan Jüstiyen Vebası, yaklaşık 25 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Bilim insanları salgının nedenini Asya kökenli olarak düşünürken, tarihçiler ise Mısır’dan geldiğini düşünüyor. Araştırmalar, Avrasya bozkırlarında keşfedilen 137 insanın iskeletinden alınan DNA analizlerine dayandırılıyor.

Farelerin tüyleri arasında gizlenen, bir milimetreden daha küçük ‘Zenopsylla’ isimli uçucu bir böcek, midesinde  ‘Pasteurella pestie’ bakterisi taşıyordu. Farelerin tüyleri arasında hızlıca üreyen böcek, insan vücudunun herhangi bir noktasına konup ısırarak bakteriyi hızlı bir şekilde yaydı. Isırılan insanlar birkaç gün içinde hızlı bir şekilde öldü.

Hastalık normal seyrinde devam ederken, zamanla kendi kendine yok oldu. O dönemin en kalabalık şehirlerinden biri olan Konstantinopol nüfusunun yüzde 40’ını kaybetti. Salgın nedeniyle iş gücü ve asker kaybeden Bizans’ın zayıflayıp, saldırılara açık hale gelmesine neden oldu. Bu da Avrupa tarihinin zamanla kökten değişmesine neden oldu.

Kara Veba

1346-1353 yılları arasında ortaya çıkan Kara Veba salgınıyla 75-200 milyon arasında insan hayatını kaybetti. Tam sayının bilinmemesiyle birlikte Avrupa nüfusunun salgının yaşandığı yıllar arasında yüzde 30 ile yüzde 60 oranında azaldığı belirtiliyor. Yaşanan salgının, tanrının ve kilisenin sorgulanması nedeniyle dinde reformun, aynı zamanda da hayatta da rönesansın başlamasının en önemli nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.

Amerika’nın su çiçeği ile tanışması

15. yüzyılda Avrupalılar yeni dünyayı yani Amerkiya’yı keşfetti. Bu keşif sonucunda, kendilerinde bulunan bakteri ve mikropları da buraya getirdiler. Bunun sonucunda ise Avrupa’nın üçte birinin ölmesine neden olan suçiçeğini Amerika kıtasındaki yerlilere bulaştırdılar. Bu olay sonucunda Amerika kıtasındaki yerli nüfusun yüzde 90’ı hayatını kaybetti. 19. yüzyılın başına kadar her iki Amerika yerlisinden biri Avrupa’dan gelen hastalıklar nedeniyle öldü.

Cocoliztli Salgınları

16. yüzyılda Yeni İspanya adıyla bilinen ve şu an Meksika olan yerde, birkaç farklı hastalığın aynı dönemde ortaya çıkmasıyla yaşanmış salgın felaketine cocolitzli sangınları ismi veriliyor. Bugün yapılan incelemelere göre Salmonella bakterisi nedeniyle olduğu düşünülen salgınlar 1520 ile 1576 yılları arasında 15 milyona yakın insan öldürdü.

Kolera

Bugüne kadar yedi farklı kolera salgını yaşansa da, bunlardan en ölümcülü olan üçüncü salgındı. 1852 ile 1860 yılları arasında ortaya çıkan üçüncü salgın, içme sularının kirlenmesinden dolayı ortaya çıktı. Uzun zaman boyunca insanlar, dışkı ve atıklarını, su içme kaynaklarına dökünce sonucu Hindistan’da ortaya çıktı.

Dünyanın en kirli nehirlerinden biri olan Ganj Nehri, 2011’de yapılan bir araştırmaya göre 100 mililitresinde 1,1 milyar dışkı bakterisi barındırıyor. Yani bu oran kullanabileceğimiz en kötü suyun 500 bin katı. Hindular bu nehri kutsal gördükleri için, burada sürekli yıkanıyorlar ve sürekli kolera oluyorlar.

19 yüzyılda yaşanan büyük salgında kolera Hindistan’dan Afganistan’a ve sonrasında da Rusya’ya, Avrupa’ya, Afrika’ya ve son olarak Amerika’ya yayıldı. Kayıtlara göre sadece Rusya’da 1 milyon insanın ölümüne sebebiyet verdi. 

Kolera bulaşan her 5 kişinin 1’inde şiddetli ishal görülüyor. Tedavi edilmezse bu kişilerin yarısı hayatını kaybediyor. Üçüncü salgınla birlikte doktorlar koleranın nedenini bularak, insanların bilinçlenmesini sağladı.

Üçüncü Veba salgını

1855-1859 yılları arasında Çin’de başlayan ve sonrasında tüm dünyaya yayılan salgın, yalnızca Çin ve Hindistan’da 12 milyon insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu. Jüstinyen Vebası ve Kara Veba’nın ardından gelen üçüncü veba olduğu için adına Üçüncü Veba denildi.

Tifüs salgını

1914-1918 yılları arasında yaşanan Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan Tifüs salgını, Tifüs bakterilerini taşıyan bitlerden dolayı Avruğa ve Asya’da toplam 25 milyon insana bulaştı. Sovyetler Birliği ülkelerinde 3 milyona yakın insan salgın nedeniyle hayatını kaybetti.

İspanyol Gribi

Birinci Dünya Savaşı’nın ardındaki yıllarda 500 milyon insana bulaşan İspanyol Gribi, H1N1 influenza virüsü nedeniyle, yüksek ateş ile dünya genelinde 50 ile 100 milyon arasında insanın ölümüne yol açtı. Bu rakam birinci ve ikinci dünya savaşında ölen insan sayısından kat kat fazla. 

Virüsün en kötü yanı, bulaşan kişinin bağışıklık sistemi ne kadar güçlüyse, ateşin o kadar fazla yükselmesiydi. Tarihteki en büyük salgınlardan biri olarak kayıtlara geçti.

Asya Gribi

1957 yılında Çin’de başlayan Influenza-4 virüsünün ördeklerde mutasyona uğrayarak insanlara bulaşması sonucunda ortaya çıktı. 4 milyona yakın insanın canını alan virüs, bulunan bir aşı sayesinde durdu. Bir yıl içinde 40 milyon kişi bu aşıyı kendine yaptırdı.

HIV (AIDS)

20. yüzyılın ortalarında maymunlardan insanlara geçtiği anlaşılan HIV’nin ilk örneği 1959 yılında Kongo’da ortaya çıktı, teşhisi ve adı 1980’lerde konuldu. Son 30 yılda 36 milyon insanın canını alan HIV için kesin tedavi henüz bulunamadı. Yalnızca önlemler biliyor ve hastalığa yakalandıktan sonra bir ömür boyu ilaç kullanmak gerekiyor.

Corona virüs

2019 yılının son aylarında ortaya çıkan virüs, ilk kez Çin’in Wuhan kentinde görüldü. Yaklaşık 4 ayda tüm dünyaya yayılan virüsün bulaştığı kişi sayısı şu an 116 binden fazla ve ölü sayısı ise 4 bini geçti. 64 binden fazla insan sağlığına kavuşmuşken, tam olarak nereden yayıldığı ve tedavisi henüz bulunamadı.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Bugüne kadar dünyaya yayılan en büyük virüs salgınları!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Otuz Dört - Dünya'dan Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin