Hungtington koresi çok büyük oranda ailevi olarak geçen bir hareket bozukluğu hastalığıdır. Ailede hungtington hastalığı yoksa görülme olasılığı çok düşüktür.
Hareket bozukluğunun yanı sıra psikiyatrik belirtiler ve demans bulguları da sıklıkla eşlik eder.
Genellikle 40’lı-50’li yaşlarda görürüz fakat nadir de olsa 20 yaşından önce yüzde 10 oranında ve 60 yaşından sonra da yine yüzde 10 oranında gördüğümüz vakalar da olabiliyor. Kadın ve erkek etkilenme oranı benzerdir.
Yutma ve konuşma güçlüğü
Kore genellikle el ya da ayaklarda gördüğümüz ritmik olmayan, sıçrayıcı istemsiz hareketlerdir. Korede genellikle tüm kol-tüm bacak tutulumu olmaz, el, el bilek, ayak, ayak bileğinde istemsiz hareketler gözlemlenir.
İstemsiz hareketlerin yanı sıra Parkinson belirtileri olan hareketlerde yavaşlama, yürüme güçlüğü, mimiklerde azalma, ellerde titreme de görülebilir.
İlerleyen dönemlerde yutma ve konuşma güçlüğü de eklenir. Hasta yatağa bağımlı hale gelir. Hungtington hastalığının Parkinson bulguları idiyopatik Parkinson hastalığına göre daha erken yaşta çıkmaya başlar.
Psikiyatrik belirtilerin genellikle ilk ortaya çıkan belirtiler olur. Hareket bozuklukları görülmeden önce ortaya çıkar. Hastalarda en sık depresyon, hayattan zevk alamama, içine kapanma şikayetleri görülür.
Kişilik değişiklikleri, mani, yeni başlayan obsesyonlar da eşlik edebilir. Ne yazık ki hastalarda sık sık intihara da rastlanabiliyor, bu konuda dikkatli davranılmalıdır.
Zihinsel reaksiyon hızında yavaşlama, unutkanlık, sosyal becerilerde eskisine göre azalma ve arkasından demans tablosu da eklenir. Günümüzde Hungtington koresinin kesin bir tedavisi ne yazık ki bulunmamaktadır.
Fakat tabloya sıklıkla eşlik eden kore, Parkinson, depresyon ve demans açısından rahatlatıcı tedaviler kullanılabilir, hastaların yaşam kalitelerinde artış sağlanabilir.
Erken yaşlarda başlayan demans, Parkinson durumlarında istemsiz hareketlerin de varlığı halinde aklımıza Hungtington koresi getirilmeli, hastalık çok dikkatli irdelenmelidir.
Ailesel özellik gösterip göstermediği sorgulanmalı, öncesinde ya da o sırada eşlik eden depresyon ve psikiyatrik özellikler iyice sorgulanmalıdır. İntihar girişimleri konusunda çok dikkatli olunmalıdır.