Stres ve kanserin çok faktörlü hastalıklar olduğunu belirten Medikal Onkoloji Uzmanı Doç.Dr. Nilüfer Avcı, “Stres sırasında periferik ve merkezî sinir sisteminden pek çok hormon salgılanır. Beyinden salgılanan uyarıcı hormonlar adrenal korteksten kortizol, adrenal medulladan da adrenalin salgılanmasını sağlar. Kortizol ve adrenalin stres hormonları olarak da bilinir. Stres döneminde beden bu hormonlar tarafından savunulurken, bu savunma döneminde stresle başa çıkamazsa bu defa tükenme dönemine girer” diye konuştu.
“Stres ile kanserin yayılması arasında kuvvetli bir ilişki var”
Stres ile mücadele etmek için tercih edilen zararlı davranışların hastalık sürecini hızlandırdığını belirten Avcı, “Kanser ve iş stresi arasında net bir ilişki gösterilemese de stresin oluşturduğu olumsuz etkiler ile kanserin yayılması arasında kuvvetli bir ilişki olabileceği düşünülüyor. Çünkü stres, kanser hücrelerinde DNA tamirini değiştirerek kanser hücrelerinin yayılmasını artırır. Kanser hücrelerinin beslenmesini sağlayacak damar yapısını değiştirir. İmmun sistemde vücuttaki savunma hücrelerini azaltır” dedi.
Kanser tedavisi sırasında psikoterapi görmek nasıl bir fayda sağlıyor?
Doç.Dr. Avcı, “Hatta kanser tedavisi sırasında yapılan psikoterapinin depresyonu ve ağrıyı iyileştirdiği gösterilmiştir. Stresi yönetmek konusunda çözüm yöntemleri arasında stres sebeplerini ortadan kaldırmak, iş, ders ve mecburiyetler dışında kişinin kendisine zaman ayırması, kendi yaşı ve performansına yönelik spor yapmak, dinlendirici ve huzur bulduğu ortamlarda yürüyüş yapmak, yoga yapmak, kitap okumak, resim veya el işi ile uğraşmak, doğru adımlar atarak sağlığımız üzerindeki bu olumsuz etkileri en aza indirmek önemlidir” ifadelerini kullandı.
