Bangladeş’te Protestolar ve Hükümet Krizi
Bangladeş, 1971 yılında gerçekleşen Bağımsızlık Savaşı’nda görev alan kişilerin çocuklarına kamu sektöründe kontenjan ayrılması kararının ardından büyük bir karmaşaya sürüklendi. Bu durum, muhalefetin ve halkın tepkisini çekerek, hükümet karşıtı protestolara dönüşen gösterilere yol açtı. Son üç hafta içerisinde yüzlerce kişi hayatını kaybetti veya yaralandı, yaklaşık 10 bin kişi ise gözaltına alındı. Ülkede yaşanan olayların seyrini daha iyi anlayabilmek için, Bangladeş’teki son gelişmelere göz atalım.
Protestoların Fitili Ateşlendi
Bangladeş’te kamu sektöründeki işe alım pozisyonlarının %56’sı belirli demografik gruplar ve sınıflar için ayrılmaktaydı. Bu kontenjanın %30’u, 1971 Bağımsızlık Savaşı’na katılanların ailelerini kapsıyordu. Ancak, 2018 yılında bu kontenjanlar protestolar nedeniyle kaldırıldı. Yüksek Mahkeme, haziran ayında kontenjan sisteminin yeniden uygulanmasına dair bir karar verince, protestolar temmuz ayında yeniden alevlendi. Dakka Üniversitesi öğrencileri, 15 Temmuz’da kontenjan kararında reforma gidilmesi adına pankart ve bayraklarla gösteri düzenlemeye başladı. Üniversitedeki gösterilerde arbede çıkması ve polisin müdahalesi sonucu 6 kişi hayatını kaybetti, 250 öğrenci yaralandı. Bu gelişmelerin ardından, ülkedeki tüm üniversiteler süresiz kapatıldı; fakat öğrenciler bu karara rağmen okulları terk etmeyi reddetti.
Sokağa Çıkma Yasağı Geldi: İlk Gün 30 Kişi Öldü
Protestocu öğrenciler, liyakate dayalı sistem talebiyle gösterilerini sürdürürken, 18 Temmuz’da ülke genelinde “hayatı durdurma eylemi” başlattı. Temmuz ortasında gösterilerde ölü sayısı 45’e, yaralı sayısı ise 2 bine ulaştı. Bu sırada muhalefete ve vatandaşlara destek çağrıları yapıldı. Aynı gün, ülke genelinde internet hizmetleri engellendi, metro ve tren seferleri süresiz olarak askıya alındı. Göstericiler, devlet yayın kuruluşu BTV’nin binasını ateşe verdi. Hükümet, 19 Temmuz’da sokağa çıkma yasağı ilan ederek durumu kontrol altına almak için orduya talimat verdi. Sokağa çıkma yasağının ilk gününde en az 30 kişi yaşamını yitirdi. Şiddet olayları devam ederken, iktidardaki Avami Birliği Partisi, kontenjanın %30’dan %20’ye düşürülmesini önerdi.
Bangladeş Yüksek Mahkemesi Kontenjanı Düşürdü
Bangladeş Yüksek Mahkemesi, 21 Temmuz’da gösterilerin fitilini ateşleyen kararında değişiklik yaptı. Mahkeme, Bağımsızlık Savaşı’na katılanların ailelerine kamuda kontenjan oranını %30’dan %5’e çekti. Toplam kontenjanın %2’sinin etnik azınlık ve engelli bireylere, %93’ünün ise liyakate dayalı olarak tahsis edilmesini kararlaştırdı. Bangladeş Başbakanı Hasina, 23 Temmuz’da protestolardaki şiddet olaylarının ana muhalefetteki Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) ve Bangladeş Cemaat-i İslami Partisi tarafından kışkırtıldığını öne sürdü. Hükümet, 24 Temmuz’da mahkemenin kararına uyacaklarını açıkladı; ancak bu, tansiyonun düşmesini sağlamadı. Askerlerin kontrolü altında sokağa çıkma yasağı kısmen uygulanmaya devam etti.
Hükümet Keyfi Tutuklama Yapmakla Suçlandı
Başbakan Hasina, 27 Temmuz’da protestocuların ateşe verdiği devlet televizyonu BTV’yi ziyaret etti. Burada, göstericiler hakkında, 1971’deki Bağımsızlık Savaşı sırasında Pakistan güçleri için savaşan ve “hain” olarak tanımlanan kişilere atıfta bulunarak, “gönüllüler (razakars)” ifadesini kullanarak açıklama yaptı. Hasina, muhalefet partilerini de “ülkenin kalkınmasına zarar vermek ve ülkenin yurt dışındaki imajını zedelemek için saldırılar düzenlemekle” suçladı. BNP Genel Sekreteri Mirza Fahrul İslam Alemgir, “öğrencilerin haklı hareketini bastırmak” için orduyu devreye sokmanın kabul edilemez olduğunu vurguladı ve hükümetin, terörist faaliyetlerini gizlemek için muhalefet partilerinin liderlerini keyfi olarak tutukladığını ifade etti.
Resmi Rakamlarla Şu Ana Dek 147 Kişi Öldü
Protestoların başlamasından sonra hükümet, bilançoya dair ilk açıklamayı 28 Temmuz’da yaptı. Bangladeş İçişleri Bakanı Asaduzzaman Khan Kamal, “kamuda kontenjan” protestolarında 147 kişinin yaşamını yitirdiğini doğruladı. Kamal’ın açıklamasının ardından ülkede internet hizmetleri yeniden erişime açıldı. Organizatörler, kontenjan oranlarının indirilmesi kararına cevaben gösterilere son verdiklerini açıkladı. Taleplerinin hükümet tarafından karşılandığını belirten protestocular, yaşanan şiddet olaylarını kınadılar. Ancak basında yer alan haberlerde, ülkede son üç haftada gösterilerde yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği veya yaralandığı, yaklaşık 10 bin kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
Cemaat-i İslami Partisi Yasaklandı
Protestoların sona ermesinin ardından, 29 Temmuz’da Avami Birliği Partisi önderliğindeki 14 partiden oluşan grup, kamuda kontenjan protestolarında “vandalizm ve kargaşa ile ülkeyi istikrarsızlaştırmakla” suçladıkları Cemaat-i İslami Partisi ve partinin öğrenci kolunu yasaklama kararı aldı. Parti ve öğrenci kanadı Chhatra Shibir, 1 Ağustos’ta resmen yasaklandı.
Protestolar Yeniden Başladı
Bangladeş’te yaklaşık 2 bin kişi, 2 Ağustos’ta bu kez de protestolarda ölenler için başkent Dakka’nın çeşitli noktalarında toplandı. Göstericiler, Hasina hükümetini protesto ederek yaşamını yitirenler için adalet talep etti. Göstericilere müdahale üzerine çıkan arbedede bir polis öldü, 100’den fazla kişi yaralandı.
Hasina Hükümetinin İstifası İstendi
Bangladeş’in çeşitli bölgelerinde, 4 Ağustos’ta protestocular hükümetin istifasını talep ederek sokaklara döküldü. Gösterilerde “vergi ödememe ve işe gitmeme” gibi yöntemlerle sivil itaatsizlik çağrısı yapıldı. Bazı kamu binalarına saldıran protestocular araçları da ateşe verdi. 4 Ağustos’taki gösterilerde, Avami Birliği destekçileri ile protestocular arasında yaşanan şiddet olaylarında 93 kişi hayatını kaybetti. İçişleri Bakanlığı, başkent Dakka ve bazı bölgelerde “aksi belirtilmediği takdirde süresiz sokağa çıkma yasağı” ilan etti. Hükümet, 3 günlük resmi tatil duyurusunda bulundu. Hasina, protesto adı altında şiddete başvuranları “terörist” olarak nitelendirdi.
İstifa Etti, Ülkeden Kaçtı
Son olarak, polis ile çatışan göstericiler başbakanlık binasına girerek binanın camlarını kırdı. Ülke genelinde göstericiler ve protestocular arasında patlak veren çatışmalar nedeniyle Başbakan Şeyh Hasina istifa etti. Hasina’nın kız kardeşi ile birlikte askeri helikopterle Hindistan’a kaçtığı ifade ediliyor. Çeşitli basın kaynakları, 2009’dan bu yana başbakanlık görevini yürüten Hasina’nın resmi konutundan uzak bir “güvenli sığınakta” kaldığını bildirdi.
Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)